23.11.1998-27.11.1998 tarihide Ankara'da yapılmıştır.II. DİN ŞURASI SONUÇ RAPORU
DİNÎ KONULARDA TOPLUMUN AYDINLATILMASI VE DİNİN FARKLI
YORUMLANMASINDAN KAYNAKLANAN PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI
KARAR:1. Anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı
Teşkilat Kanunu bir an önce çıkartılmalı, bu çalışmalar çerçevesinde özellikle;
a) Diyanet İşleri Başkanlığı’na, YÖK, TRT vb. kurumlarda olduğu
gibi özerklik verilmesi,
b) Diyanet İşleri Başkanı’nın seçim esasına göre belirlenmesi,
c) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı makamına bağlı
hale getirilmesi,
için gerekli hukukî düzenlemeler yapılmalıdır.
KARAR: 2. Dinin ana kaynaklarının anlaşılması ve yorumlanması
konusunun önemi ve hassasiyeti dikkate alınarak, Diyanet İşleri Başkanlığı,
İlahiyat Fakülteleri başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği
imkanları arayarak, bu konunun derinlemesine ele alınmasını sağlayacak bilimsel
araştırmalar, toplantılar ve yayınlar yapmalıdır.
KARAR: 3. İnsanların dini anlama ve yorumlamada farklı
şekillerde düşünmeleri ve buna dayalı olarak farklı çözümler üretmeleri doğal
karşılanmalıdır. Bu sebeple, hayatın içinden kaynaklanan problemlerin hayatın
seyrine paralel olarak anlaşılması gerekmektedir. Problemlerin çözümünde Kur’an
ve Hz. Peygamber’in Sünneti esas olarak alınmalı, ancak Kur’an ve Hz. Peygamber’in Sünneti’nin anlaşılmasında akıl ön
planda tutulmalıdır. Ayrıca, Kur’an nasslarının yanında Hz. Peygamber’in
Sünneti’nin konumu iyi tesbit edilerek tarihsel bütünlük içerisinde
değerlendirilmesi durumunda akıl ilenaklin çatışması sözkonusu olmayacaktır. Bu
anlayış çerçevesinde çalışmalar yapmak ve bunları kısa sürede sonuçlandırarak
kamuoyuna sunmak, Devletin Anayasal Kurumlarından olan Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın öncelikli görevi olmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu
husustaki çalışmaları, istismarcı zümrelerin ortaya çıkmasını ve halkımızın
yanlış yönlendirilmesini önleyecektir. Ayrıca doğru dinî bilgilerin halkımıza
sunulması, dinin özüne ulaşmamızı engelleyen her türlü batıl inanışlardan, hurafelerden ve adeta
kutsallaştırılmış bid’atlardan dinin arındırılmasını da sağlayacaktır.
KARAR: 4. Din-Devlet arasındaki ilişkilerin insanlık tarihi
boyunca çok olumlu ve yumuşak olduğu söylenemez. Özellikle Avrupa’da Kilise ile
yöneticilerin çekişme ve çatışmaları sonunda laik rejimler doğmuştur. Buna göre
sosyo - politik ve pozitif hukukun kabul ettiği evrensel nitelik taşıyan bir
değer hükmündeki laiklik, uygulamada dinlerin yerini alacak yeni bir dogmalar
sistemi, ideolojik bir dayatma aracı, vatandaşlar içinde kabulü zorunlu bir
“iman” olmamalıdır. Esasen egemenliğin kaynağının beşeri irade oluşunu ifade
eden laiklik, kesinlikle dinsizlikdemek olmadığı gibi din ve vicdan hürriyetinin
de güvencesidir. Bu nedenle laiklik, kişilerin din ve vicdan hürriyetlerinin
gereği olan tutum ve davranışlarına baskı aracı olarak kullanılmamalıdır.
Kaldı ki, laiklik bir amaç değil, toplumun birlikte ve uzlaşma
içinde yaşama yöntemi olan bir araçtır. Zaman içinde ve toplumun şartlarına göre
çeşitlenen evrensel ve mahalli boyutlarının belirlenebilmesi ve içeriğinin
tesbiti için ilahiyat, hukuk, sosyoloji, siyaset, tarih ve ilgili bilim dalı
uzmanlarının bir araya gelerek ortak çalışmalarda bulunması ve bu işin Diyanet
İşleri Başkanlığı’nca koordine edilmesi isabetli olacaktır.
KARAR: 5. İrşad, geniş kitlelere sunulan önemli bir hizmettir.
Dolayısıyla irşadın coğrafi bölge, ekonomik kalkınmışlık veya geri kalmışlık,
eğitim ve kültür seviyesi ve benzeri hususlarla yakın ilgisi bulunmaktadır. Bu
nedenle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bünyesinde, dinî ve beşerî bilimlerin
araştırma bulgularından yararlanacak ve günümüz insanının ilgi ve ihtiyaçları
çerçevesinde irşad’ın yöntemlerini ortaya koyabilecek bir “Dinî Danışma,
Araştırma ve Rehberlik
KARAR: 6. Dinin sadece kitaplar ile anlatılamayacağı gerçeğinden
hareket edilerek TV. ve internet aracılığı ile yetişkinlere ve çocuklara çizgi
film, CD oyunları ve benzeri yollarla, dinin hayatın içinden örneklerle ve
eğlendirerek öğretilmesi yoluna gidilmesi, bu konuda verimliliğin
arttırılabilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı’nca alan çalışmaları
yaptırılması, bunun sonucunda doğacak ihtiyaca göre eserler yazdırılması, sesli
ve görüntülü yayınlar yapılması uygun olacaktır. Ayrıca kültürümüzün ana
kaynaklarından olan yazma eserlerin Diyanet İşleri Başkanlığı’nca tahkik ve
neşirlerinin
KARAR: 7. Halkımızın dinî konularda aydınlatılması konusunda
İlahiyat Fakülteleri ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ile yapılan ortak
çalışmaların devam ettirilmesi ve kurulan komisyonların verimli çalışmalar
ortaya koyabilmeleri için gerekli titizlik gösterilmelidir.
KARAR: 8. Bağımsız ve Muhtar Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti ile Türkiye dışındaki müslüman topluluklara irşad hizmetlerinin
daha etkili yapılabilmesi için bu ülkelerde yeterli sayıda kurs, okul ve
ilahiyat fakülteleri açılmalıdır. Ayrıca türlü yaş ve seviyelerdeki insanlara
hitap eden yazılı ve görsel yayınların, bu ülkelerde yapılacak alan
çalışmalarından sonra hazırlanması uygun olacaktır. Bunun yanında, bu ülkelere
gönderilecek olan din görevlilerinin, o ülkelerin din görevlileri ve insanıyla
uzlaşmacı bir tutum içerisinde bulunmasında zaruret vardır. Bu husus, Diyanet
İşleri Başkanlığı’nca mutlaka gözönünde bulundurulmalıdır.
KARAR: 9. Gelişen yeni teknolojinin, özellikle sesli ve
görüntülü yayınların uluslararası boyutlarda yapılabilmesinin yüksek maliyetleri
gerektirdiği bilinen bir husustur. Bu nedenle, yayın hizmetlerinde yararlanılan
mevcut imkanların yanında, yeni kaynakların oluşturulması için, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nca yeni idarî ve hukukî düzenlemelerin yapılması yerinde olacaktır.
KARAR: 10. Halkımıza etkili ve verimli din hizmeti sunmanın
güçlükleri ortadadır. Din hizmetinin yürütülmesinde, bölgesel şartlar ile
halkımızın örf ve adetleri dikkate alınarak yürütülmesinde zaruret vardır. Bu
itibarla, günümüzün teknik imkanlarından da istifade edilerek gerekli alan
taramaları ve tesbit çalışmaları yapılmak suretiyle, önce halkımızın din
adamlarından neler beklediği, sonra da din görevlilerimizin bu beklentilere ne
ölçüde cevap verip veremediği tesbit edilmeli ve bu çalışma sonucu ortaya
çıkacak rapora göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yapılan hizmetiçi eğitim
kurslarının yurtiçi ve yurtdışı için müfredat proğramları ile hizmetin etkili ve
verimli bir şekilde yürütülmesine dair teklifler hazırlanmalı ve alınacak
tedbirler tesbit edilip mümkün olan en kısa sürede uygulamaya konulmalıdır.
KARAR: 11. “Uluslararası Bilim Adamları Konseyi” kurulması
hususundaki çalışmalara hız verilmelidir.
DİN EĞİTİMİ
KARAR: 12. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tüm hizmetleri en az
dinî yüksek öğrenime dayalı hale getirilmeli; bu prensip çerçevesinde halen
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan her kademedeki din görevlilerinin,
bütün imkanlar kullanılarak 4 yıllık dinî yüksek öğrenim görmeleri mutlaka
sağlanmalı, bu ilkeden taviz verilmemelidir. Bunun ilk adımı olarak 1998 - 1999
öğretim yılında başlatılan ilahiyat önlisans proğramı teşvik edilerek bütün din
görevlilerinin bu proğramı bitirmeleri mutlaka sağlanmalıdır.
KARAR: 13. İlahiyat meslek yüksek okulları 4 yıla çıkartılmalı,
bu okula alınacak öğrenciler özel yetenek sınavı ile tesbit edilmelidir.
KARAR: 14. Yapılacak bir düzenleme ile ilköğretimin 5.
sınıfından sonra isteyenlerin Kur’an kursuna gitmelerine ve hafızlık
müessesesinin yaşatılmasına imkan sağlayacak çalışmalar yapılmalıdır.
KARAR: 15. İlköğretimin 6. 7. ve 8. sınıflarına isteğe bağlı
olarak Kur’an-ı Kerim ve Meali dersleri konulmalıdır.
KARAR: 16. İlahiyat Fakültesi mezunlarının, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nda da istihdam edildikleri dikkate alınarak ilahiyat bölümlerinin
proğramları bu amaca uygun olarak geliştirilmelidir.
KARAR: 17. Okullarımızda okutulmakta olan Din Kültürü ve Ahlâk
Bilgisi derslerinin müfredat ve programları gelinen nokta itibarı ile tekrar
gözden geçirilerek öğrencilerin yaş ve kültür düzeylerine göre kitaplar yeniden
yazılmalıdır
KARAR: 18. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevli personel
üniversitenin çeşitli dallarında akademik ünvan kazanmaya teşvik edilmelidir.
KARAR: 19. İhtisas kursları başta olmak üzere, Hizmetiçi Eğitim
Kursları’nda müfredat ve çalışma esasları yeniden gözden geçirilip
geliştirilmeli, bu çerçevede İlahiyat fakültelerinden yararlanılmalı, ihtisas
eğitim merkezi kursiyerlerinin yüksek lisans ve doktora yapmaları teşvik
edilmelidir.
KARAR: 20. Nüfusumuzun yarısından fazlasını teşkil eden
hanımlarımızın dinî yönden aydınlatılmaları konusuna ayrı birönem verilmeli ve
bu hizmeti yerine getirecek hanım görevliler de yetiştirmek üzere özel tedbir
alınmalıdır.
KARAR: 21. Müezzinlerin güzel ezan okumaları için hizmetiçi
eğitim kursları yaygınlaştırılmalıdır.
KARAR: 22. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın ve çocuklarının millî
ve dinî kimliklerinin muhafazası için irşad ve dini eğitimlerine önem verilmeli,
buralara gönderilecek görevliler özel eğitime tabi tutulmalıdır.
KARAR: 23. Din hizmetlerinin sağlıklı biçimde ve toplumun her
kesimini kapsayacak düzeyde yürütülebilmesi için din görevlileri, mesleği ile
ilgili bilgileri, bilgisayar başta olmak üzere çağdaş teknolojiden öğrenebilecek
duruma getirilmelidir.
KARAR: 24. Yüksek öğretime geçişte İmam-Hatip Lisesi mezunlarına
fırsat eşitliği prensibini zedeleyecek şekilde sınırlamalar getirilmemelidir.
KARAR: 25. Yukarıda belirtilen konularda Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın yetki alanı dışında kalanlar için, Başkanlıkça ilgili kurumlar
nezdinde gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
DİNLER ARASI DİYALOG
KARAR: 26. Farklı din mensupları, dünya barışına katkı
sağlayabilecek ortak inanç ve düşünceleri geliştirip yaygınlaştırmak için
çalışmalıdır.
KARAR: 28. Farklı din mensupları; a) kendi dinleri dışındaki
dinleri taassuptan ve ön yargıdan uzak olarak tanımaya çalışmalı ve bu yönde
gayret sarfetmelidir. b) Kendi görevlilerine diğer dinler konusunda sağlıklı
bilgiler verecek eğitim programları düzenleyerek bu konuda karşılıklı
yardımlaşma yoluna gitmelidir.
KARAR: 29. Her din mensubu, uyuşturucu ve terörizmle mücadelede
birbirleriyle yardımlaşmalıdırlar.
KARAR: 30. Din ve milliyet farkı gözetilmeden, insan hakları
özellikle de din ve vicdan hürriyeti konusunda, haksızlığa uğrayan milletlerin
ve toplulukların yanında yer alınmalı ve bu konuda ortak girişimlerde
bulunulmalıdır.
KARAR: 31. Farklı din mensuplarının özellikle eğitim
kurumlarındaki derslerde ve ders kitaplarında, ayrıca bilgi iletişim araçlarında
dinler hakkında açık ve sağlam bilgiler verilmelidir.
KARAR: 32. Dini yaşayışta tarihi tecrübeden yararlanarak bu
konudaki olumlu örneklerin hayata geçirilmesine çalışılarak tarihi tecrübeler
ortaya konulmalıdır.
KARAR: 33. Yaşayan dinler ve özellikle Yahudilik ve
Hıristiyanlık konusunda, bu dinlerin kaynak dillerini bilen elemanlar
yetiştirilmesi ve bu amaçla ilgili kurumlardan karşılıklı ihtisas burslarının
sağlanması için Diyanet İşleri Başkanlığı gerekli girişimlerde bulunmalıdır.
KARAR: 34. İlahî dinlerdeki tebliğ ve irşad hizmetleri, dinî
çoğulculuk ve birarada yaşama anlayışı içinde yeniden gözden geçirilmelidir.
KARAR: 35. Dinlerarasındaki diyaloğun, sadece bilim adamları
düzeyinde değil, daha geniş tabanlara yayılması konusunda çalışmalar
yapılmalıdır.
KARAR: 36. a) Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de İbrahimî dinlerin
dünü, bugünü ve geleceği ile ilgili bir toplantı düzenlenmelidir.
b) T.C. Turizm Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu “İnanç Turizmi”
projesine ilgili dinler hakkında sağlam bilgiler verilmek suretiyle katkıda
bulunulmalıdır.
KARAR: 37. Dinlerarası diyalog çalışmalarının daha etkin şekilde
yürütülebilmesi için T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde “Dinlerarası
Diyalog Genel Sekreterliği” kurulmalıdır.
a) Bu sekreteryaya bağlı olarak “Dünya Dinleri Araştırma ve
Dokümantasyon Merkezi” oluşturulmalıdır.
b) Ve bu merkez, dünyadaki benzer kurumlarla ortak çalışma
projeleri geliştirerek araştırmalar yapılmasına ve bu araştırmaların
yayınlanmasına imkan vermelidir.
KARAR: 38. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı elemanları,
özellikle müftü, vaiz ve imamlar yurtiçinde ve yurtdışında diğer dinler
konusunda hizmetiçi kurslarına tabi tutulmalı ve bu konuda seminerler
düzenlenmelidir.
KARAR: 39. Şûra’nın sonuç bildirisinde, Türkiye’de onbinlerce
insanın hunharca öldürülmesi emrini vermiş 20. yüzyılın en acımasız bölücübaşı
Abdullah ÖCALAN’ın İtalyan Hükümeti yetkililerince Türkiye’ye iade edilerek Türk
Adaleti tarafından yargılanmasının sağlanması yolunda tüm dünyaya çağrıda
bulunulmalıdır.