I. Dini Yayınlar Kongresi Sonuç Bildirgesi

04.11.2003
 
 Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 36 ilim adamı, araştırmacı ve 24 özel yayıncının katılımıyla 31 Ekim-02 Kasım 2003 tarihlerinde Ankara’da “Türkiye I. Dinî YayınlaAr Kongresi” düzenlenmiş, üç gün süren kongrede dinî yayıncılığın Cumhuriyet dönemi gelişim seyri, kaynak eserlerin tenkitli neşri, Türkçeye tercüme edilen dinî eserlerin dinî düşünce ve kültürümüz açısından getirdiği sorunlar, geleneksel kültür birikimlerinin değerlendirilmesi, Alevi kültür kaynaklarının yeniden neşri; çocuk, genç, yetişkin ve engellilere yönelik dinî yayıncılığın durumu, dil ve kadın sorunları, dinî muhtevalı dergicilik, Türkiye’de gayrimüslimlerin dinî yayıncılığı, telif hakları ve korsan yayıncılıkla ilgili sorunlar ile yayıncılar arası diyalog ve işbirliğine ilişkin konular ele alınmış ve aşağıdaki görüş ve öneriler ön plâna çıkmıştır.
 
 1. Diyanet İşleri Başkanlığının yayıncılık alanındaki amacı, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında TBMM özel ödeneğiyle yayınlanan klâsikleşmiş tefsir ve hadis kitapları gibi temel eserler ile ülkemizin dinî ve kültürel mirasını korumaya yönelik araştırma projelerine dayalı prestij eserleri yayınlamanın yanı sıra; dinî yayıncılıkta özel sektöre rehberlik ederek, din konusunda doğru bilgilendirici ilmî ve fikrî eserleri yazacak ilim adamlarına destek olmak, doğru bilginin hakemliğinde söz konusu yayınları denetlemek ve yayınlanan nitelikli eserlerin toplumda yaygınlaşmasını sağlamak olmalıdır.
 2. Gerek İslâm kültür kaynaklarının gerekse klâsikleşmiş halk eserlerinin günümüze doğru aktarılıp değerlendirilmesi için yapılacak yayın ve tercüme faaliyetleri kültür hayatımızın sürekliliği açısından bir zorunluluktur. Yine Batıda, İslâm kültürüyle ilgili yayınlanan eserlerin yakından takip edilerek dilimize aktarılması, kültür hayatımızın dinamikleri ve yeni açılımlar kazanma yönünden önem taşımaktadır. Ne var ki bütün bunlar yapılırken tenkit zihniyeti ve ilmî kriterler göz ardı edilmemelidir.
 3. Dinî yayıncılıkta tercümeyi bir imkân ve zorunluluk kabul etmekle birlikte, yapılacak tercüme faaliyetlerine ilişkin tutarlı bir politika geliştirilmelidir. Bu alanda taklitten tahkike, tercümeden telife geçiş, yani başka dillere çevrilmeyi hak eden özgün telif eser ana hedef olmalıdır.
 4. Alevilik-Bektaşilik, pek çoğu yayınlanmamış, kütüphane raflarında yayınlanmayı bekleyen zengin bir dinî-kültürel mirasa sahiptir. Bugün bu eserlerin çok az bir kısmı yayınlanmış bulunmaktadır. Ancak bu tür yayınlarda, özgün metne ve ilmî yayın kriterlerine bağlılık konusunda yeterli titizliğin genelde gösterilmediği için toplum olarak önemli bir bilgi kirlenmesiyle karşı karşıyayız. Bu durum, toplum katmanları arasında iletişimsizlik sorununun sürüp gitmesine, gereksiz gerginliklerin yaşanmasına ve karşılıklı dinî hoşgörünün zayıflamasına sebep olmaktadır. Toplum katmanları arasında birbirini anlama sorununun giderilebilmesi, barış ve kaynaşmanın, millî birlik ve bütünlüğün sağlanması, doğru ve bilimsel bilgiyle bu konudaki bilgi boşluğunun doldurulması ve küreselleşen dünyamızda birlikte yaşama kültürünün gelişmesi açısından yurtiçi ve yurtdışı kütüphanelerde bulunan bu kıymetli eserlerin, sahasında uzman ilim adamlarınca ilmî neşirlerinin yapılarak dinî-kültürel hayatımıza kazandırılması tarihî bir zorunluluktur. Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm kültürüne dair Alevi ve Bektaşilerce yazılan ve halk klâsikleri haline gelmiş bu kıymetli eserlerden bir kitap seti oluşturarak halkın yararlanabileceği genel kütüphanelere ve ilgili yerlere dağıtmayı hedeflemektedir.
 5. Toplumumuzun yaklaşık % 10’unu oluşturan görme, işitme, zihinsel vb. engelli vatandaşlarımızın, toplumumuzun doğal üyeleri olduğu gerçeğinden hareketle, dinî yayın faaliyetlerinde bu kesimin dikkate alınması, dinin herkesi kucaklayan evrensel ilkelerinden yararlanarak mevcut yanlış anlayış ve tutumların düzeltilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi; yine bu çerçevede eğitim kurumlarının, özellikle din eğitimi veren kurumların yapılarının engelli vatandaşlarımızı da kapsayacak şekilde gözden geçirilmesi, mevcut eksikliklerin süratle giderilmesi öncelikli sorunlarımızdan biridir. Bu bağlamda özellikle dinî yayın faaliyetlerinde kullanılmak üzere kabartma yazı ile baskı yapabilecek bir matbaanın kurulması, dinin engellilere bakışını yansıtan ve engelli ailelerini bilgilendiren eserlerin hazırlanarak ilgili kitlelere ulaştırılması, işaret dili destekli ve alt yazılı görsel yayınların çoğaltılması, resmî ve özel yayıncıların bu talepleri karşılayabilecek çalışmalarına imkânlar ölçüsünce destek verilmesi gerekmektedir.
 6. Aile, çocuk ve gence yönelik dinî yayınların sesli, görüntülü basılı yayın organlarında yer alış biçiminin dinî muhteva açısından bazı sorunlar içerdiği bilinmektedir. Türkiye’de çocuk ve genç hedef kitlesi için tasarlanan sesli, görüntülü ve basılı dinî yayınların dil ve anlatım dizgesi, genellikle çocuk ve genç özneye göre değil, yetişkin kimliğine göre kurgulanmaktadır. Çocuk ve gencin din ile ilişkisinde, dinin çocuğun ve gencin psikolojik ve pedagojik açılımına uygun, dinin temel değerlerini yansıtan nitelikli, anlamlı görüntülerle bütünlenmiş ve estetik açılıma sahip çok yönlü dinî yayın programı, aile odaklı, çocuk ve genç merkezli bir muhteva ile hazırlanmalıdır.
 7. Ülkemiz, geçmişten bugüne çeşitli din mensuplarının hoşgörü ve barış ortamında bir arada yaşadığı bir ülkedir. Bu gerçekten hareketle, dinler arası diyalog arayışlarına katkı sağlamak ve çeşitli din mensuplarının birbirlerini tanımaları ve karşılıklı önyargıları gidermeleri için kurumsal düzeyde akademik çalışma ve yayınların artırılması, bu hususta mevcut eksikliğin giderilmesi, sivil inisiyatifin de bu çalışmalara desteğinin sağlanması yerinde olacaktır.
 8. Dinî yayıncılıkta dil sorununun çeşitli boyutları vardır. Basılı ve görsel dinî yayıncılıkta kullanılan dilin doğru ve güvenilir bir dil olması gerekir. Din dilinin inşası bir yana, Türkçenin kullanımı, yazımı ve üslûba dönük temel sorunlar, dinî mesajın etkisini zayıflatmaktadır. Din diline, ayrıca bu alanda eksikliği hissedilen kadın dilinin katılması önemli bir zenginlik olacaktır. Çünkü çok seslilik ve farklı seslerin mevcudiyeti, din dilinin zenginleşmesi demektir.
 9. Kur’an, Hadis ve İslâm kültürünün klâsik metinlerinde kadınlarla ilgili hüküm ve bilgilerin kendi bağlamlarında doğru değerlendirilmesi; günümüzde kadınlarla ilgili sorunların, toplumun diğer sorunlarıyla birlikte bir bütün halinde ele alınması ve kadın konusunun din üzerinden istismar edilmemesi için bu alanla ilgili dinî yayıncılık, kendini ciddi bir özeleştiriye tâbi tutmalıdır.
 10. Akademik dinî yayıncılık ve dergicilik alanının en temel sorunu, yayınların ilmî yeterlilikten yoksun olmasıdır. Bu sorunu aşmak üzere, akademik dinî dergilerde hakemlik sistemine riayet edilip edilmediğini denetlemek üzere bir birim oluşturulmalı; izleme raporları doğrultusunda başarılı yayınlar Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından desteklenmelidir.
 11. Yayıncılar arası diyaloğun geliştirilmesi, sorunların giderilmesi ve yeni açılım imkânlarının kazanılabilmesi için kurumsallaşmaya gidilmelidir. Böylece dinî yayıncılık alanındaki temel sorunlar daha organize bir biçimde çözüme kavuşturulmuş olacaktır.
 12. Dinî Yayınlar Kongresi geleneksel hale getirilmeli ve gelecek yıl ikincisi yapılmalıdır.
 
 Kamuoyuna duyurulur.